Gülbahar Kıskaç’ın Cezaevi Koşullarına İlişkin İHD Açıklaması

T24 Haber Merkezi

İnsan Hakları Derneği (İHD), Gülbahar Kıskaç’ın cezaevi koşullarına dikkat çekerek, “Roman mahpus Gülbahar Kıskaç’ın insan haklarına aykırı cezaevi koşullarına derhal son verilmelidir!” dedi. Kıskaç’ın Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na nakledilmesi, ailesiyle sosyal bağlarını sürdürebilmesi için gerekli kolaylıkların sağlanması ve sağlık durumu göz önüne alınarak infazının ertelenmesi talep edildi.

İHD, Kıskaç’ın tutukluluk koşullarına ilişkin basın açıklamasında bulundu.

İHD, 60 yaşındaki Kıskaç’ın kronik rahatsızlıklara sahip olduğunun altını çizerek, bu koşullar altında cezaevinde tutulmaması gerektiğine dikkat çekti.

Cezaevinde tutukluluk durumunun Anayasa’nın eşitlik ilkesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ayrımcılık yasağını düzenleyen 14. maddesine aykırı olduğu belirtildi.

Açıklama şu şekilde:

“Roman mahpus Gülbahar Kıskaç’ın insan haklarına aykırı cezaevi koşullarına derhal son verilmelidir!

“İnsan hakları standartlarına açıkça aykırıdır”

Gülbahar Kıskaç (T.C. No: 25292070760), Sakarya 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olarak bulunmaktadır. Kendisi 60 yaşında, ağır kronik hastalıklara sahip bir Roman kadındır. Cezaevi koşulları hem fiziksel hem de psikolojik sağlığını olumsuz etkilemekte, ailesinden uzak tutulması ise sosyal izolasyonunu derinleştirmektedir. Tüm bu koşullar göz önüne alındığında, Gülbahar Kıskaç’ın mevcut infaz rejimi insan hakları standartlarına açıkça aykırıdır.

“Sağlık durumu ciddiyet arz etmektedir”

Gülbahar Kıskaç’ın sağlık durumu ciddiyet arz etmektedir. Kalp hastalığı, hipertansiyon, şeker hastalığı ve romatizmal rahatsızlıkları bulunmaktadır. Bacaklarında belirgin ödemler oluşmakta, vücudunda iyileşmeyen büyük yaralar mevcuttur. Bu sağlık sorunlarının mevcut cezaevi koşullarında yeterli ve sürekli bir şekilde tedavi edilmesi mümkün olmamaktadır. Aynı zamanda müvekkil, yaşadığı ağır koşullar nedeniyle psikolojik olarak da ciddi bir çöküntü içindedir; psikiyatrik ilaç kullanmakta ve ruhsal durumu cezaevindeki yalnızlık ve baskıyla daha da ağırlaşmaktadır.

“Kimliği nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmaktadır”

Gülbahar Kıskaç, Roman kimliği nedeniyle cezaevinde ayrımcılığa maruz kaldığını ifade etmektedir. Bu durum, hem Anayasası’nın eşitlik ilkesine hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ayrımcılık yasağını düzenleyen 14. maddesine aykırıdır. Cezaevindeki uygulamalar, Roman mahpusların etnik kimlikleri sebebiyle daha kötü muameleye maruz kaldıkları yönündeki sistematik sorunların bir parçası olarak değerlendirilmelidir.

Kıskaç’ın ailesi İstanbul’da yaşamaktadır. Eşinin vefat etmiş olması, çocuklarıyla olan bağlarını daha da değerli ve hayati kılmaktadır. Ancak bulunduğu ceza infaz kurumunun Sakarya’da olması müvekkilin çocukları ile fiziksel teması neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Müvekkilin Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na nakledilmesi için yapılan çok sayıda başvuru, kurumun sevke kapalı olması gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu durum, mahpusun hem aile yaşamı hakkını hem de insan onuruna yaraşır koşullarda bulunma hakkını ihlal etmektedir.

Bu ağır koşullar nedeniyle, müvekkil adına Sakarya İnfaz Savcılığı’na, cezasının yaş ve sağlık durumu gözetilerek ertelenmesi yönünde resmi başvuruda bulunulmuştur. Aynı zamanda, mahpusun cezaevi sevki için Adalet Bakanlığı’na ve Kamu Denetçiliği Kurumu’na (KDK) da müracaat edilmiştir. Tüm bu girişimlerin temel amacı, yaşlı, hasta ve ailesinden uzak tutulmuş bir Roman mahpusun daha fazla mağdur edilmesinin önüne geçmektir.

“Çoklu ayrımcılık…”

Gülbahar Kıskaç’ın durumu, cezaevlerinde yaşlı, hasta, kadın ve Roman kimliği taşıyan bireylerin yaşadığı çoklu ayrımcılığı gözler önüne sermektedir. Cezaevi uygulamalarının insan onuruna uygun hale getirilmesi, hasta ve kırılgan gruplara mensup mahpusların cezalarının ertelenmesi veya uygun koşullara sahip cezaevlerine nakledilmeleri, insan haklarına dayalı ceza adaleti sisteminin asgari gereğidir.

“Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na nakledilmelidir”

İnsan hakları örgütleri olarak, Gülbahar Kıskaç’ın derhal Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na nakledilmesini, ailesiyle sosyal bağlarını sürdürebilmesi için gerekli kolaylıkların sağlanmasını ve sağlık durumu göz önüne alınarak infazının ertelenmesini talep ediyoruz. Bu talebin yalnızca bireysel bir başvuru değil, aynı zamanda Roman mahpuslara yönelik ayrımcı uygulamaların ortadan kaldırılması yolunda atılması gereken yapısal bir adım olduğunu hatırlatıyoruz. Adaletin ve eşitliğin herkes için geçerli olduğu bir ceza adaleti sistemi talebimizi yineliyor, tüm yetkilileri sorumluluk almaya davet ediyoruz.